Body-Positivity / Pozitif Vücut Algını Güçlendirecek Film-Belgesel-Dizi Önerileri #piriloneriyor
Her zaman dediğim gibi bu hayata mükemmel olmaya değil, mutlu olmaya geldin. Senin nasıl bir insan olduğun tartıdaki görüntün, bel çevresi kalınlığınla ölçülmemeli. Toplum olarak ‘’güzellik algısı’’ kavramını tekrar tekrar düşünmemize ihtiyacımız var. Artık bir şeyler yapmaya hala başlamadıysan ve eğer bir kadınsan, önce kendin için sonra da belki ilerideki küçük kızın için sen de bir şeyler yap. Kendini sevmeyi, bedenini olduğu gibi kabul etmeyi, ve onun daha sağlıklı olması için neler yapabileceğine odaklanmayı kendine görev edin. Zamanını instagramda kendine motivasyon fotoğrafı olsun diye six-packs li ablaları araştırmaktansa, enerjini buna harca. Bize güzellik algısını, bedenimizi olduğu gibi kabul etmemizi, body-shamingin ne kadar kötü bir şey olduğunu tekrar tekrar düşündürecek favori 5 görsel önerimi senle paylaşmaktan büyük mutluluk duyarım. Umarım iyi hissetmeni destekler. Ne düşündüğünü, konuyla ilgili benim seninle paylaşmamı istediğin başka şeyleri benimle aşağıda paylaşırsan çok mutlu olurum.
1-DisFIGURED:
Bu film o kadar güzel bir noktaya parmak basıyor ki, işte kanayan yaramız da bu dedirtiyor. Filmde bir ‘’kilolu olmayı kabul etme grubu’’ var. Bir gün bu gruba bir kadın geliyor. Kadın çok çok zayıf. Gruptakiler kadının gelişine anlam veremiyor, hatta gitmesini istiyorlar. Aralarında bir kadın hariç. Peki bu zayıf kadın neden bu gruba katılmak istiyor? Evet bir yeme bozukluğu var ve tıpki o gruptakiler gibi kendini kilolu görüyor. Yeme bozukluklarına, kendini kabul etmeye, önemli olanın ne hissetmek olduğuna odaklanan bu harika filmi izlerken bazı yerleri çok komik olmasına rağmen, acı ama gerçek kısımlarıyla mesleğimi kullanarak daha çok insana yardım etmeliyim dememe sebep olmuştur.
IMDB puanı: 6,8
2-Embrace:
Bu harika belgesel-film bir kadının kilo verme ve kendini onaylamayla ilgili serüvenini anlatıyor. Uzun uğraşlar sonucu 3 doğum sonrası kilo veren hatta ve hatta bir vücut geliştirme müsabakasına bile katılan bu kadın, bir gün Facebook’una pek alışılagelmemiş bir fotoğraf yüklüyor. Bu bir önce-sonra fotoğrafı ama bir problem var. Önceki hali zayıf-sonraki hali daha kilolu. Burdan çıkan kocaman bir kendini kabullenme ve bunu yansıtma, kendini sevme ve paylaşma akımı başlatıyor. Bu belgeselle ilgili bir grup insan, kilolu olmayı destekliyor çok saçma diye yorumda da bulundu. Hem de tüm dünyada. Ama aslında anlatılmak istenen oldukça saptırıldı. Benim şahsi görüşümle istediğiniz kadar yiyin ve şişman olun demiyor. Anlatmak istediği sen, sen olduğun için güzelsin. Tabii ki sağlığımız için gereklilikleri yapmak gerekli, aksini iddaa etmiyor film.
IMDB Puanı: 7,9
3-Real Women Have Curves:
2002 yapımı olan bu film, liseyi yeni bitirmiş, Amerika’da yaşayan bir Meksikalı kızın hikayesini anlatır. Kızımız kiloludur ve sadece görüntü olarak değil, bir çok bakımdan, idealize kadın olması ailesi, çevresi, özellikle de annesi tarafından dikte edilir. Filmin karakteri Ana, sahip olduklarının farkında olduğundan, bir kadını oluşturan tek şeyin zayıf bir beden olmadığını bilmektedir. Aklı, dünya hakkında bildikleri zaten kendisini ifade etmekte yeterlidir. Hem komik hem de efsane noktalara dokunan bu harika festival filmini kafanız bozuk ve canınız hiç bir şey yapmak istemezken izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. America Ferrera’nın müthiş oyunculuğu da filmin bonusu.Bu arada yanlış olmasın sene 2002. 14 koca sene geçmiş durum hala aynı, belki daha da kötüye gidiyor.
IMDB puanı ise: 7
Filmdeki favori sahnem/repliğim : Like my grandmother used to say, "There's no better dressing than meat on bones.”
4-Center Stage:
2000 yapımı olan bu film, 12 gencin New York Bale Okulu’na girmek için çaba sarfederken, ayrı ayrı çektikleri sorunları vurguluyor. Evet tahmin edin bakalım, güzel kızlarımızın yaşadığı problem ne? Bakınız bu bir dramdır derken ciddiydim. Sporcular arasında yeme davranış bozukluğunun en çok olduğu branşın özellikle kadınlarda bale olduğunu biliyor muydunuz? ve evet sene 2000. 16 sene geçmiş üstünden bu problemin…
IMDB puanı: 6,7
5-Drop Dead Diva:
Hepsini izleyemesem de 2009’da başlayan bu 6 sezonluk bir dizi, beden algısıyla ilgili çok şey düşündürüyor. Deb isimli bir super-modelinaraba kazasında ölerek "yukarı" gitmesiyle başlayan macere cennetin girişini beklediği gibi bulmaması ve oldukça garip bir şekilde bir tuşa basarak başka bir bedende dünyaya geri gelmesiyle devam ediyor. Fakat iş burada başlıyor. Deb, yeniden dünyaya kendisiyle tamamen her anlamda zıt Jane isimli çok başarılı bir avukatın bedeninde dünyaya dönüyor. 34 beden olan Deb, 50 beden olan Jane’in bedeninde dünyaya gelirken, bedeninin aynı kalmamasından şikayet ederken, dizi ilerledikçe bunun o kadar da önemli olmadığının farkına varıyor. Dizi oldıukça eğlenceli ve kafa dağıtmalık olsa da tabii ki hepsini izlemeye sizin de vaktiniz yoksa, fikir olsun diye bu kadar bilgiyle 1. sezonun 8 ya da 9. bölümünü izlerseniz, ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Intro olması açısından 1. bölümü de bir 15 dakika izleyin. Amerika’da böyle bir dizinin varolması oldukça umut vaadediyor.
IMDB Puanı: 7,4
Bonus* olarak harika bir Karen Kennedy kısa filmi ‘’SLICE’’ :
Direk olarak aşağıdaki Vimeo linkinden izleyebilirsiniz. Maalesef İngilizce ve alt yazısı da yok.
*Vimeo’dan izleyebileceğiniz bu kısa film yine kadın bedeni ile ilgili, duygu,düşünce ve davranışlarımızı mutlu olmak için yeniden gözden geçirmemizi vaadediyor. Böyle gelmiş, böyle gider yapmak yerine değişime sen de destek olmaya çalış.
**Bonus olarak harika bir TED Talk:
Model Cameron Russell’ın konuyla ilgili bu harika videosunu izlemeni çok isterim.
İzlemek için buraya tıklayabilirsin :)
Sevgiler,
P.